Spor yönetiminde şeffaflık gerekiyor

Dünya futbolunu yöneten FIFA’nın odağında olduğu yolsuzluk, rüşvet ve kara para aklama iddiaları ile ilgili açılan soruşturma sonrasındaki gelişmeler dünya gündemini işgal etmeye devam ediyor. FIFA ve UEFA ile ilgili uzun yıllardır yolsuzluk iddiaları söz konusuydu. Fakat bir türlü bu iddiaları kanıtlamak mümkün olamıyordu.

Fakat bu yılın başlarında ABD’de açılan yolsuzluk davası kapsamında FIFA’nın üst düzey yöneticileri rüşvet alma ve kara para aklama iddialarıyla 27 Mayıs’ta Zürih’te göz altına alındılar. Bu gelişme pandoranın kutusunun açılması anlamına geliyordu.

Blatter 29 Mayıs’ta düzenlenen kongrede 5. Kez FIFA başkanlığına seçilmesine rağmen uluslararası kamuoyundan gelen baskılara daha fazla direnemedi ve seçildikten 4 gün sonra istifa edeceğini açıkladı. Daha sonra FIFA Etik Kurulu tarafından yolsuzluk ve rüşvet iddiaları kapsamında FIFA Başkanı Blatter ve birlikte UEFA Başkanı Platini’ye 90 gün futboldan men cezası verildi. Aynı nedenle çeşitli FIFA yöneticileri da ceza aldı.

FIFA’nın yeni başkanının belirleneceği olağanüstü seçimli kongre 26 Şubat 2016’da yapılacak. Seçim tarihi yaklaşırken tartışmalar hızlanıyor. Konuyla ilgili yapılan soruşturma ise sürüyor. Soruşturmanın sonucunda neler çıkacak bekleyip göreceğiz.

Fakat FIFA tarafından 26 Şubat 2016’da yapılmasına karar verilen olağanüstü kongre ile ilgili yapılan açıklamada FIFA’da şeffaflığın artırılmasına yönelik tedbirler alındığı ifadesi dikkat çekiciydi. FIFA ve UEFA’nın bugüne kadar hiç de şeffaf olmayan uygulamaları dikkate alındığında bu açıklama gerçekten de önemli bir değişime işaret ediyordu.

Şeffaflık kuruma duyulan güveni artırıyor

Her alanda globalleşmenin hız kazandığı bu dönemde şeffaflık, özel sektör ve kamu kuruluşlarının yanı sıra sivil toplum örgütleri, spor yönetimi ve spor kulüplerinin de üzerinde önemle durmaları gereken konuların başında geliyor. Bu kapsamda şirketin, kurumun, organizasyonun veya kulübün kurumsal ve mali durumuyla ilgili her türlü bilginin gizlenmeden ve açık bir şekilde kamuoyu ile paylaşılması önem taşıyor.

Kurumsal şeffaflığın yolu öncelikle zihniyet değişiminden geçiyor. Kurumların yönetim kurulları ve yöneticilerinin şeffaflığın gerekliliğini doğru bir şekilde analiz etmesi, inanması ve içselleştirmesi önemli. Bunun yanı sıra kurumsal şeffaflığın sağlanabilmesi için kurum bünyesinde dürüstlüğü ve yasalara uyumu teşvik eden etik ilkelerin belirlenmesi, etkili bir organizasyon yapısı, görev ve yetki dağılımı, otokontrol ve raporlama mekanizmaları ile açık iletişim kanalları oluşturulması, etkili bir iç denetim faaliyeti yürütülmesi ve kurum bünyesinde şeffaflık kültürünün oluşturulması gerekiyor.

Şeffaflık, kurumun faaliyetleri ile ilgili yatırımcıların ve kamuoyunun doğru ve zamanında bilginmesine imkan sağlar, kuruma duyulan güveni yükseltir, itibar ve değer kazandırır, çeşitli risklerden ve dolandırıcılıklardan korur, piyasadaki rekabet ortamını iyileştirerek tüketicileri korur.

Zaman zaman şeffaflığın ticari sırların rakiplerin eline geçmesine neden olarak rekabette dezavantaja neden olduğu yorumlarıyla karşılaşılabiliyor. Fakat şeffaflık, kurumların tüm gizli bilgilerinin ve ticari sırlarının kamuoyu ile paylaşılması anlamına gelmiyor. Kurumlar bu konuda optimal bir denge sağlayarak şeffaf hale gelebilirler.

Günümüzün globalleşen ve giderek artan rekabet ortamında kurumların bu rekabet ortamının bir parçası olmasının yolu şeffaflıktan geçiyor. Şeffaflık uygulamalarını ileriye taşımayı başarabilen kurumlar daha başarılı oluyorlar. Artık kurumlar için kol kırılır yen içinde kalır dönemi bitti. Kurumların bu gelişimi doğru analiz etmeleri, şeffaflığı ve kurumsallaşmayı sağlayacak mekanizmalar oluşturmaları ve şeffaflığı kurum kültürünün en önemli unsurlarından birisi haline getirmeleri büyük önem taşıyor.

Spor yönetiminde şeffaflık için yeni mekanizmalar getirilmeli

Spor ve futbol ekonomisinin günümüzde ulaştığı büyüklük beraberinde paylaşım sorunlarını ve çatışmaları da beraberinde getirdi. Oluşan büyük pastadan en büyük payı almak için büyük bir yarış söz konusu. FIFA ve UEFA gibi dünya ve Avrupa futbolunu yöneten iki önemli kurumun uzun yıllardır şeffaf olmayan uygulamalarının rüşvet, dolandırıcılık, kara para aklama gibi çok ciddi suçlara zemin oluşturan bir ortam yarattığı ve bu ortamın ısrarla sürdürülmeye çalışıldığı görülüyor. Fakat, bu kadar büyük parasal değerin oluştuğu bir piyasada şeffaflık olmadan doğru, dengeli ve etkili bir paylaşım sistemi oluşturulması mümkün değildir.

Bu nedenle başta FIFA ve UEFA gibi kurumlar olmak üzere ülke federasyonları ve kulüplerin şeffaflığa önem vermeleri, günümüzün rekabet ortamında şeffaf olmanın dezavantaj değil avantaj olduğunu görmeleri ve şeffaflığı kurum kültürünün en önemli parçası haline getirmeleri, bunun yanı sıra spor yönetiminde şeffaflığı artırıcı yeni kurallar getirilmesi ve mekanizmalar geliştirilmesi önem taşıyor.

Gürdoğan Yurtsever

Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE)
Yönetim Kurulu Başkanı

Bu yazı Genel kategorisine gönderilmiş ve , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.